• COVİD-19 önlemleri kapsamında çalışıyoruz.
  • Muayenehane: Park Yaşam Ofisleri A Giriş K.1 D.104 Mavişehir İzmir
  • Telefon 0.232 381 46 46 - 0 533 308 52 84

Makaleler

Değerli Anneler ve Babalar

İnsan yavrusu dünyanın en çok bakıma ihtiyacı olan canlısıdır. Gün gelecek koca insanlar olacaklar ama onları yetişkinliğe hazırlamak, korumak, kollamak hepimizin en önemli görevidir.

Klasik bakış açısı ile çocuklukta ne sorun yaşarsak yaşayalım bir şekilde çocuklar büyüyor diye düşünülüyor. Ancak olay hiçte böyle gelişmiyor. Bedenen ve ruhen sağlıklı bir insan olmak aslında gebelik öncesi ve sonrasında başlayan birçok faktöre bağlıdır. Burada annenin sağlığı, gebelik sürecinin sağlıklı yürütülmesi, doğum sekli, anne sütü alımı, en önemlisi şefkatli bir ortam, bebeğimizin sağlıklı bir barsak florasının sağlanması, yoğun kimyasalların olduğu ortamda toksik maruziyetlerin azaltılması ve bütüncül bir yaklaşım içinde beslenmenin ayarlanması gibi birçok faktör önemlidir.

Tabi ki hayatımızda her şey mükemmel olarak gelişmiyor, hepimizin bazı dezavantajları var. Bazen zorunluluktan, bazen de genel kanının o şekilde olmasından kaynaklanan uygulamalarla. Çocuklarımızda kimisinde prematurite, kimisinde enfeksiyonlar, bazen antibiyotikler kullanma zorunluluğu oluşuyor. Birçok bebekte anne sütü alamama, allerjik durumlar, sosyoekonomik problemler, yoğun stres, toksik maruziyet, yoğun ilaç kullanımı, besin duyarlılığı, nutrisyonel eksiklikler gibi sorunlar var. Bu dezavantajlı durumları düzeltecek olumlu adımlar atmak bizim elimizde. Zorunluluklar dışında antibiyotik kullanmamak, toksik maruziyetleri azaltmak, besin duyarlılıkları, yanlış beslenmeyi düzeltmek gibi. Artık disbiyozis, otoimmun hastalıklar, insülin direnci, obesite, koroner arter hastalığı, dejeneratif hastalıklar gibi birçok kronik patolojinin temeli daha bebekken oluşmaya başladığını çok iyi biliyoruz.

Alerjik hastalıklar, sık enfeksiyon, reflü hiperaktivite, otizm, sindirim sorunları sıklığındaki artış çok açık görünüyor. Obesite, hipertansiyon, insülin toleransında bozulma adolesan yaşlarda karşımıza çıkıyor. Bu kronik sorunlarla yaşam tarzımız ve beslenmemiz çok bağlantılı. Çoğumuz tüm besinlerimizi markette sağlıyoruz. Bolca işlenmiş besin, rafine şekerler, trans yağlar, yoğun inek sütü ve unlu gıdalar, besi hayvanı etleri ve bunların içindeki birçok katkı maddeleri, koruyucular, tarım ilaçları ve ambalaj malzemeleri gibi birçok maddeye maruz kalıyoruz. Kronik stres ve çevre kirliliği çabası…

Maalesef mucizeler yaratacak kolay bir yöntem yok. Hayat tarzımızı değiştirmeyi düşünmeliyiz artık hem çocuğumuz hem de kendi sağlığımız için. Bütüncül bir bakış açımız olmalı, allerji için bir ilaç almak, midemiz ağrıyınca anti asit, baş ağrıyınca ağrı kesici, tansiyon için ayrı ilaç, birkaç vitamin yaklaşımı ile değil, sorunların özüne inerek yanlış giden şeyleri düzeltmek amaç olmalıdır. Fonksiyonel tıp yaklaşımı tam olarak budur. Koruyucu hekimlik olarak düşünebiliriz.

Sağlıklı günler.

Dr. Talha Akil