• COVİD-19 önlemleri kapsamında çalışıyoruz.
  • Muayenehane: Park Yaşam Ofisleri A Giriş K.1 D.104 Mavişehir İzmir
  • Telefon 0.232 381 46 46 - 0 533 308 52 84

Makaleler

Bebeğimizi yakından tanıyalım

Her bebeği kendi boy, kilo ve genetik özelliklerine göre değerlendirmeliyiz. Bebekleri birbirleri ile kıyaslamak çok doğru olmayacaktır. Bebekleri solunum ve kalp atışları yetişkinlere göre çok farklıdır. Solunum sayısı dakikada 40-60 kez ve kalp hızı dakikada 100-160 arasındadır.

Doğumda bebek vermix denilen gri-beyaz renkli, peynirimsi bir madde ile kaplıdır. Bu madde doğum eylemini kolaylaştıran, kayganlık verici özelliğinin yanında deriyi zedelenmeden korur, ısı kaybını engeller hatta bebek cildinin uygun bakteriyolojik florasının gelişmine katkıda bulunur. Bebekler doğum sonrası yıkanarak bu vermix tabakası kaldırılmamalıdır. Bebeklerin cildi pembe-kırmızı renklidir. Cilt ince ve kan değerleri yetişkinlere oranla daha yüksek olduğu için böyle görünürler. Ancak ırklara göre cilt rengi değişebilir.

Cilt rengindeki morarmaya çok dikkat etmeliyiz. Tüm vücudun da ya da belli bölgelerde olabilir. Özellikle ağız çevresi ve dudaklardaki morarmaya çok dikkat etmeliyiz. Bu durum siyanoz dediğimiz kanın iyi oksijenlenmediğin göstergesi olabilir. Bu da bazı akciğer, kalp ya da damar hastalıklarının belirtisi olabilir. İlk günde eller ve ayaklar soluk ve hafif morluk olabilir bu durum geçicidir. Ayrıca cildin alacalı bir renk almasına kutis marmaratus (mermer görünümlü) denir.

Daha çok ısı değişikliğinde olur. Bebeğin üşütülmediğine dikkat edilmelidir. Bebekler özellikle ilk günlerde ısı değişikliklerine çok hassastır. Soğuk ortamda hızla ısı kaybedip hipotermiye girebilecekleri gibi çok sıcak tutulduklarında ya da ortam ısısı yüksek olursa hipertermi ya da ateş yüksekliği gelişebilir. Bebeklerin sırtta ve kalçada kuyruk sokumuna doğru uzanan koyu renkli alanlar olabilir. Leke şeklindedir ve mongol lekesi denir. Birkaç yıl içinde kaybolur önemi yoktur. Bebeklerin göz kapaklarında alın bölgesinde ve ensede kızarıklıklar olabilir. Halk arasında gül denir. Damarsal kökenlidir ve zamanla kaybolur. Hemangioma denen damarsal kökenli şişlikler önemli olabilir.

Ciltte içi sıvı dolu toplu iğne başı büyüklüğünde kızarıklıklarda görülebilir. Bir şey yapılmasına gerek yoktur. Yenidoğan bebekler ödemlidir. (ilk 1 haftada kendi ağırlığının % 5-10’u bu ödem nedeniyle kaybedecektir) Özellikle göz kapakları, yüz, el ve ayak sırtında ödem daha belirgindir. Bebeklerde çok kolay dehidratasyon gelişebilir. Özelikle iyi beslenemedikleri zaman sıvı alımı yetersiz olacağı için hızlı kilo kaybına çok dikkat edilmelidir. Bazı bebekler etkili bir emme yapmadan uzun süre memede kalabilirler bu ailelerde yanıltıcı olarak çok iyi emiyor diye algılanabilir. Bu nedenle ilk günlerde iyi takip edilmeli, kilo hassas olarak tarılmalı ve iyi bir emzirme eğitimi verilmelidir.

Yeni doğan bebeklerin başı vücutlarına göre oldukça büyüktür. Pratik olarak bebeklerin baş çevresine bakarak izlem yapabiliriz. Doğumda 30-37,5 cm arasındadır. Ancak genetik özelliklere göre bebeğin anne karnında gelişimine ve boy-kiloya göre bebeklerde farklılık gösterebilir. Normalden küçük olması mikrosefali denen gelişim sorunlarını, büyük olması makrosefali denen duruma yol açar ki daha ağırlıklı olarak beyin omurilik sıvısının artışa bağlı olarak gelişen hidrosefali yönünden dikkatli olunmalıdır. Kafatası tek parça bir kemik değildir. Birçok parçadan oluşmuştur ve bunların birleşme yerlerinde fontanel denen açıklıklar vardır.En büyüğü önde hemen alın bölgesinin üzerindedir.

İlk 24 saatte bebeklerin kakalarını yapmaları gerekir. Bu şekilde barsak sisteminin açık olduğunu söylenebilir. 48 saat olmasına rağmen kakalarını yapmamışlarsa mutlaka değerlendirilmesi gerekir. İlk kakalar mekonyum dediğimiz siyah-yeşil macun gibidir. Beslenme başladıktan sonra kaka rengi açılarak 1 hafta içinde normal bebek kakasına yani sarı- hardal renginde cıvık bir kakaya dönüşür. Kakanın rengi ve görünümü de bize çok şeyler söyler. İdrarda ilk 24 saatte çıkmalıdır. İlk 24 saatte idrar yapmadıysa idrar yolu ve börek ile ilişkili sorunlar aranmalıdır. Özellikle erkek bebeklerde posterior üretral valv denen idrar yolarını tıkayan hastalıklar yönünden dikkatli olunmalıdır. Artık anne karnında bebeğin izlemindeki gelişmelerle ayrıntılı ultrason değerlendirilmeleriyle birçok idrar yolu sorunları daha anne karnında görülebilmektedir.

Bebeklerin duruşları da kendilerine özgüdür. İlk günlerde anne karnındaki duşuna benzer eller yumruk şeklinde yumulmuştur, eller ve bacakları kendine çekmiş durumdadır.Dümdüz zeminlere yatmaktansa kucak gibi postürünü koruyabildiği pozisyonları daha çok sever. Yenidoğan bebeklerin acayip refleksleri vardır. Bunlardan arama ve emme gibi işlevleri çok iyi bilinen ve beslenme için mutlaka olması gereken reflekslerdir. Arama refleksi bebeğin yanağı veya ağız kenarına dokunduğumuzda bebeğin hemen o tarafa dönüp ağzını açması şeklindedir. Memenin bulunup emebilmek için olması gereken bir reflekstir. Emme beslenmemiz ve hayatın devamı için çok önemli reflekstir. Anne memesi, parmak ya da emzik verdiğimizde bebek refleks olarak emme hareketi yapar. Bebekler sadece beslenmek amacıyla emmez. Susadığında, korktuğunda, annenin kucağına gelmek istediğinde de emmek isteyebilir. Bu nedenle bebeklerin emme duygusu tatmin edildiğinde daha rahat ve huzurlu bir gelişim gösterecektir.

Bu nedenle sürekli emmek isteyen bebeklerin sadece aç olduğu ya da anne sütünün yetmediği düşünülmemelidir. Bununla birlikte moro refleksi, tonik boyun refleksi gibi birçok reflekste tanımlanmıştır. Bunların işlevleri çok iyi bilinmez ancak uyanık iken 3. aya kadar uykuda 6. aya kadar devam ederler. En çok bilineni moro refleksidir (ya da korku refleksi). Bebek ani gürültü ya da hafifçe kaldırılıp bırakıldığında ellerini aniden dışarı doğru savurur parmaklar açıktır ve sonra tekrar omuzlarına doğru geri çeker. Bazı irkilme hareketleri de ailelerde kuşku yaratabilir ama bunları bebeklerde sıkça görmekteyiz özellikle uyku esnasında ellerde hafif sıçramalar görülebilir.

Ancak belirgin sıçramalar, kasılma, ağız kenarında çekilme, gözlerde ani kayma, sürekli titreme gibi hareketleri mutlaka doktorunuza bildirmelisiniz. İlk günlerde bebeklerin sık rastlanan en önemli sorun solunum zorluğudur. Bebekte sık soluma, inleyerek soluma, morarma, ağızda sekresyonlarının olması, beslenememe gibi sorunlar olmamasına çok dikkat etmek gerekir. Birçok bebekte fizyolojik olarak da sarılık olabilir. Tamamen sağlıklı bir bebek de 2-3 gün başlayan 5-6. günlerde en yüksek düzeye ulaşan ve ilk 15 gün içinde biten sarılık için Fizyolojik Sarılık denebilir. Ama sarılık ilk 24 saate başladı ise, hızlı ilerliyorsa vücudunda ve ayaklara kadar ilerlemişse mutlaka değerlendirilmesi gerekir. Ayrıca kilo kaybının hızlı olması, emmeme ve diğer belirtileler beraber olması çok önemlidir.

Sağlıklı Günler 

Dr. Talha Akil