• COVİD-19 önlemleri kapsamında çalışıyoruz.
  • Muayenehane: Park Yaşam Ofisleri A Giriş K.1 D.104 Mavişehir İzmir
  • Telefon 0.232 381 46 46 - 0 533 308 52 84

Makaleler

Fonksiyonel Tıp Nedir ?

Aslında çok yeni bir kavram değil ağırlıklı olarak kronik hastalıkların sebebi bilinmezlikte çıkarıp bunları oluşturan faktörleri ortadan kaldırmaya sağlayacak süreçleri başlatmaya dayanır.

Bu kronik süreçler fonksiyonel tıp yaklaşımı ile durdurulabilir ve hatta düzeltilebilir. Çağımızın temel yaklaşımı başımızın belası birçok kronik hastalık için yoğun olarak ilaç geliştirmeye, daha güçlü tansiyon ilacı, bağışıklığı daha iyi baskılayan romatizmal ilaç, mide asidini daha çok baskılayan antiasit, kolesterolü daha hızlı düşüren ilacı bulmaya yöneliktir.

Ama bu kronik hastalıkları başlatan süreçleri çok araştırmaz. Neden bazılarımız tansiyon yüksekliği, bazılarımız romatizmal hastalık, kimileri diyabet, Parkinson, ya da kanser hastası oluyor bunlara idiopatik, esansiyel yada genetik diye geçebilir miyiz yoksa bu hastalıkları ortaya çıkmasını bazı biyolojik mekanizmalarda bir bozulma ile ilişkili olabilir mi? Tabi ki bir patolojik durumun ortaya çıkmasından yıllar önce başlayan vücudumuzda bazı biyolojik mekanizmalar bozuluyor. İşte bu biyolojik mekanizmalara odaklanmak ve bunları düzeltmek fonksiyonel tıp’ın temel ilgi alanı.

Bizi kronik hastalıklara götüren süreç, anne karnındaki durumumuzdan doğum şekline, yaşadığımız streslerden, aldığımız toksinlere (çağımızda onbinlerce toksinle karşılaşıyoruz), aldığımız besinlerin kalitesine, vitamin ve besin ögelerinin eksikliğinden, barsak floramıza, sosyoekonomik koşullardan yaşadığımız çevreye birçok faktör önemlidir. En basit anlatımla, yoğun olarak antibiyotik kullanmış, barsak florası bozuk, beslenmesi ağırlıklı olarak aşırı şeker, unlu gıdalar, fast food ile beslenerek büyüyen bir çocukta barsak florasının bozulması bağırsakta yoğun zararlı bakterilerin üremesi, geçirgen bağırsak oluşması ve kaçınılmaz olarak ortaya çıkan inflamasyon sonucunda artık romatizmal hastalık, depresyon, diyabet ya da koroner hastalık oluşması hiçte sürpriz sayılmaz. Biz tansiyon, depresyon, şeker ya da romatizma için ilaçlar verebiliriz.

Vücudumuzun normal işlevleri bozan, bu semptomatik ilaçları yaygın olarak kullanıyoruz. Ama hastalığı doğuran mekanizma yani bağırsak geçirgenliği ve inflamasyon sürdüğü sürece sadece bu hastalıkları idare etmiş oluruz. İşte fonksiyonel tıp bu hastalıkları doğuran temel nedenlere odaklanır. Tüm bu süreçleri düşündüğümüzde birçok kronik hastalığı başlatan biyolojik mekanizmalarda bozulma bize bağırsaklarımıza yönlendiriyor.

Tabi ki bağırsaklarımız sadece besinleri emilmesini sağlayan boru gibi bir sindirim organı değil. Vücudumuzda hücrelerden çok daha fazla olan yani ayrı bir alem olan floramızın büyük bir çoğunluğunu bağırsak sistemimizde bulunmaktadır. Sadece bir organdan öte bir ekolojik ortam taşıyoruz içimizde bu mikro organizmalar bizim için iyi yada kötü birçok madde üretebiliyorlar. Bunlar da inflamatuvar süreçlerde çok önemli olabilir. Bağırsak florasının bozulması, uygun olmayan bakteri türlerinin aşırı üremesi gibi bozulmalar bağırsak yüzeyinin hasar görmesine, burada inflamasyon oluşmasının temel nedeni olabilir. Ya da besin allerjiler ve besin duyarlılıkları buradaki inflamasyona yol açıyor olabilir. Ayrıca vücudumuza birçok madde temel olarak sindirim yolu ile gelir. Tüm besinlerin, ilaçların, toksinleri yani ağız yolu ile aldığımız her şey vücudumuzun sindirim sistemimizden yani bağırsaklarımızdan girer. Vücudumuzun bağışıklık hücrelerinin en yoğun olduğu organın bağırsaklalrımız olması hiçtye şaşırtıcı değildir. Bağırsak sisteminden emilen herşey bağışıklık sistemimizin musadesi ile olur. Yani bir besin yada bakteritoksini bizin bağışıklık sistemşimizi uyarırsa bağırsak yüzeyimiz inflamasyon yani savaş alanı olabilir.

Bu ortam da barsaktan emilmemesi gereken birçok maddenin vücudumuza girmesine ya da burada oluşan bağışıklık yanıtının vücudumuzdaki başka dokulara hasar vermesine yol açabilir. Birçok hastalık buşekilde başlıyor olabilir. Ayrıca Sinir sistemeimizin çok yoğun olduğu ve merkezi sinir sistemiyle bağlantısının en güçlü olduğuorganımızdır. Sonuç olarak kronik hastalıklarda tüm oklar bağırsaklarımzı ve tabiki beseslememiz ve , barsak floramızın göstermektedir. Bütün bu olumsuz süreçler çocuklukta başlamaktadır. Bütüncül olarak yaklaştığımızda annenin sağlığı, gebelik öncesi ve gebelikteki beslenmesi, doğum şekli, annesütü, bebeğin beslenmesi, çocukluk dönemi, besin seçimi, toksinlerer maruziyetin azaltılması duyarlı olduğu besinlerin saptanması, çocuğun duygusal olarak doğurulması, barsak florasının düzgün olması çok önemlidir. Birçok kronik hastalığını temelllerini biz bebbeklikte atmaya başlıyoruz.

Bu nedenle çocuklukta Fonksiyonel tıp yaklaşımı çok önemldir. Tıp kliniği olarak; 21. Yüzyılın baş döndüren zaman aralığında çaresiziz veya tedavisi yok diye düşünülen kronik hastalıklarda aslında çaresiz olmadığımızı, içimizde var olan onarıcı ve yenileyici bir güç olduğunu, bu gücün farkındalığına vararak, bu sayede tedavi olabileceğimizi öğretmek ve bilinçlendirmek ana hedeflerimizdendir. Biyofonksiyonel Tıp ekol bakışıyla hastalıkların altta yatan ana nedenlerini tespit edip, vücudun sadece sorun olan yerine değil geneline bakarak mümkün olan en kısa sürede sağlığa ve kalıcı şifaya ulaşmayı amaçlıyoruz. İnsandaki sağlık ve iyilik hali fiziken, ruhen ve sosyal yönden olması gerektiğinden bütünsel bir bakış ile kişideki fiziki ve ruhi eksiklikleri tespit edip, vücutta bozulan mekanizmaları belirleyip, vücuda destek olarak, vücudu toksinlerden arındırarak, içimizdeki onarıcı gücü aktive ederek, destekleyici ve bilimsel yöntemler ışığında modern ve bütünleyici geleneksel tıbbı kombine ederek kişiye özgü tedavi yaklaşımları ile tedavilerimizi uyguluyoruz.

Kronik hastalıklara yaklaşımda; mevcut hastalığın aslında bir sonuç olduğu, bu sonucun yıllar içerisinde bozulan mekanizmaların neticesinde oluştuğu, bu bozulmalarda kişilerin kendi hatalarının (yanlış beslenme, kötü alışkanlıklar,aşırı stres, hırs, öfke..) yanında giderek bozulan yaşam standartları, hava ve su kirliliği, insan vücuduna zarar veren dış etkenlerin giderek artması gibi bir çok nedenin etken olduğunu pratikte deneyimliyoruz.

Kişilerin yaşamlarına ve sağlıklarına dokunmak ana gayemiz. Kainat da her şeyin bir denge üzerine kurulu olduğunu insan vücudunda da mevcut denge mekanizmalarının işlediğini, zamanla iç dengenin bozulması ile hastalıkların ortaya çıktığını biliyoruz. Klinikte kişilere özel beslenme , egzersiz, kilo kontrol programları ve kişinin hastalığına özel yaşam alışkanlıklarının düzenlenmesi ile modern ve geleneksel tıp ışığında çağdaş, kaliteli ve samimi hizmet sunmayı hedefliyoruz.

Tetkik, Tanı ve Tedavi ile kronik hastalıkların önlenmesi, geriletilmesi, koruyucu önlemleri uygulama, kişilerin kendi vücutlarının farkındalığına erişerek sağlıklı, huzurlu, mutlu, üretken, pozitif, daha konforlu ve kaliteli yaşamın sırlarını deneyimlemeyi hedefliyoruz.

Sağlıklı Günler

Dr. Talha Akil