• COVİD-19 önlemleri kapsamında çalışıyoruz.
  • Muayenehane: Park Yaşam Ofisleri A Giriş K.1 D.104 Mavişehir İzmir
  • Telefon 0.232 381 46 46 - 0 533 308 52 84

Makaleler

Bebeğin İlk Günü

Bebek ilk anda çok güzel görünmeyebilir özellikle doğum sonrası cildi buruşuk, pembe kırmızı renkli, yüz ödemlidir, cilt yüzeyinde vermix kazeoza denen krem şeklinde madde ile kaplıdır. Bu haliyle sizin hayalinizdeki bebeğe benzemeyebilir. Ama ona iyice yakınlaştığınızda çok sevimli ve size muhtaç olduğunu göreceksiniz neticede sizden bir parçadır.

Bu anlarda bebeğin emzirilmesi, giydirilmesi, oda ısısı gibi birçok konuda etrafınızdan birçok öneriler gelmeye başlayacaktır. Babaanne bebeğe şekerli su verilmesi gerektiğini söyleyecek, anneanne serum içirilmesi gerektiğini anlatacak, birisi mama önerecek, birisi kundak yapmayı önerecek, kimi battaniyelere saracak v. s, hatta kendi aralarında tartışacaklar. Tüm tavsiyeleri yerine getiremeyeceğinizi hemen anlayacaksınız.

Yoğun tavsiye ve 'ben şöyle yapmıştım' şeklindeki tecrübeler için teşekkür edip artık emzirmeye başlamalıyız. Emzirmeyle ilişkili olarak annenin sütü 1. gün ya da 2. gün gelir şeklindeki teorileriler aslında ‘’mit’’ olarak değerlendirilebilir. Gerçekte 1 saatlik annenin sütü 1 saatlik bebek için, 24 saatlik annenin sütü 24 saatlik bebek için en uygun içerikte ve miktardadır. Sezaryan ile doğum anne sütünün gelmesini geciktirebilir ama bu durumda da sütün daha çabuk gelmesini sağlayacak en önemli faktör hızla emzirmeye başlamaktır. Anne sütü bebeğin ihtiyaçlarına ve yaşına göre miktarı içeriği değişmektedir. Sütüm geldi gelmedi kaygısını bir kenara bırakıp emzirmeye odaklanmalıyız.

Emzirme basit bir şey gibi görünse de aslında karmaşık bir fizyolojik olaydır. Hormonal, psikolojik, mekanik yönleri vardır. Annelerin önemli bir kısmında daha ilk emzirmede sorunlarla karşılaşılmaktadır. Aslında bu sorunları aşmak kolaydı,r öncelikle emme için rahat bir bebek odası sağlanmalıdır (Doğum sonrası yoğun ziyaretçi akınında bunu sağlamak zor olabilir). Bu dönemde ‘’sütüm gelmedi’’, ‘’bebek çok ağlıyor’’, bebek uyuyor, memeyi tutturamıyorum’’ gibi sebeplerden hemen mama verilmemelidir. Bazı tıbbi gerekçelerle (örneğin prematüritelik, kan şeker düşüklüğü gibi) mama vermek zorunda kalınabilir ama üzülerek görmekteyiz ki birçok bebeğe anlaşılabilir bir tıbbi neden olmadan mama verilmeye başlanmaktadır. Bu dönemde sakin olmak, bebeği sakinleştirmek, anneyi strese sokmamak emmeyi kolaylaştıracaktır.

Özellikle sezeyanla ile doğum yapılmışsa ilk saatlerde yatmak zorunda olan bir anneye uygun pozisyonu verip emzirmek oldukça zor olabilir ama bunlar uygun destekle aşılabilir. Emzirme sıklığı ve süresi de ayrı bir tartışma konusudur. Genellikle 2 saatte bir her göğüs 15 dakika olacak şekilde bir inanış vardır. Bu da emzirme konusunda ‘’mit’’lerden bir diğeridir. Her çocuk için geçerli bir emzirme süresi ve sıklığı belirtmek mümkün olamaz. Aslında sağlıklı bir bebek ne zaman meme vermeniz gerektiğini öğretecektir. Bebek her istediğinde emzirilebilir diyebiliriz.

Anne sütünün sorunsuz verilebilmesi için mutlaka göğüslerin iyi boşaltılması gereklidir. Bu nedenle emzirmenin sıklığı ve süresinin uzunluğundan çok, etkili ve göğüslerdeki sütü boşaltacak şekilde olması önemlidir. Her seferinde bir göğsün emilmesi ve sonuna kadar sütün boşaltılmaya çalışılması gereklidir. Günler ilerledikçe hem anne hem de bebek emme konusunda kendi stillerini geliştireceklerdir (emzirme ve emzirme sorunları ile ilgili ayrıntılı bilgi ilgili yazıda bulabilirsiniz).   Emzirme sonrasında artık bebeğe daha ayrıntılı olarak bakabiliriz.

Sağlıklı Günler

Dr. Talha Akil